Spor yazarı Ahmet Kaya Çorum Futbol Kulübü'ne dair bir yazı kaleme aldı.

Dile kolay tam 56 yıl.

Benim yaşım bile yetmiyor açıkcası. 1992'den bu tarafa 31 yılı devirmisim meslekte.
Yüzlerce futbolcu, onlarca teknik adam ve bir o kadar da Başkan gördüm. Başkan ya da yöneticilerden bir çoğunun samimi bir şekilde hizmet ettiğini düşünüyorum. Çok azı başarılı oldu. Ne yazık ki büyük bir kısmı hedeflerine ulaşamadan istisnalar hariç gemiyi terk edip gitmek zorunda kaldı.

Hamdolsun Çorum Futbol Kulübü'nün geldiği nokta tarihinin zirvesi. Onun bir tık üstü ise Süper Lig.
Yıllarca 3. Lig batağından kurtulalım dedik buna da daha ilk yılında Fatih Özcan sayesinde ulaştık. Kulüp, o'nun zamanında kurumsalaşma adına önemli adımlar attı.  Tam; "daha büyük hedeflere yelken açacak mıyız? " derken Fatih Özcan'ın zamansız gidişi bir anda herseyi altüst etti. O zamanlar yazmıştım; "Kaç yürekli yiğit 1 Fatih Özcan edecek" diye... Hatta; "Koskoca Çorum 1 Fatih Özcan çıkartacak mı?" sorusunu sormuştum. Allah var sadece ben değil benim gibi binlerce Kırmızı-Siyah sevdalısı gecen sezon için "Bu takım lige girebilecek mi?" korkusunu yaşadık.

Aslında sanayisi ile övünüp, ihracatıyla Samsun'a bile nazire yaptığımız Çorum'dan, biz kimleri beklerken çıka çika  Oğuzhan Yalçın ve Murat Yıldırım çıktı. 
"Kaç yürekli yiğit" derken, "ekonomik" olarak altını çizmek istemiştik ama açıkçası kimse beklemiyordu bu sekli...

Eyvallah... Murat Yıldırım varını-yoğunu satıp kulübü devralmıstı ama ya sonrası..?
İşte bu noktada Oğuzhan Yalçın devreye girdi.
Daha düne kadar yöneticiyken tarafların bile istifaya davet ettiği... 
Belli bir kesimin hedef tahtasında olan...
Şimdi bile: "tökezlese de tepesine çöksek" diye el ovusturanların fink attığı bir noktada şehrin takımıyla tarih yazmışsa bu sehir sportif ve manevi anlamda bu adama çok sey borçludur.
Hem de bir çok kişinin "sırtını" döndüğü bir süreçte.
Çorum tarihinde kimsenin başaramadığını başarıyorsan "EFSANE" olmak işte tam da böyle bir şey. Zira "daha iyisini yapana kadar" şu anda "en iyisi" bu!

Bunları neden yazıyorum...

Daha 1. Lig'deki ilk yilımızda, "şampiyonluk" hedefinden bile bahsedilmemişken hemen her puan kaybında takımı yerin dibine sokarken lütfen geldigimiz ya da yaşadığımız süreci iyi analiz edelim. 
Tamam şu anda Baskan Oğuzhan Yalçın eleştirilerin odak noktasında değil ama emin olun fazla sürmez sıra o'na da gelecek. 
Çünkü pusuda bekleyen "İrlandalı" azımsanamayacak kadar fazla.
Oğuzhan Yalçın yanlış yapmıyor mu?
Elbette yapıyor.
Hatta belki de bundan sonra da yapacak. 
Kimse kusursuz değildir.
Seversiniz ya da sevmezsiniz... Bu herkesin kişisel tercihi.
Ama geldiğimiz noktada "saygıyı" ziyadesiyle hak ediyor.
Sabır, iyi niyet ve samimiyet... Aslolan tam da bu..!