AK Parti eski Çorum milletvekili Av. Muzaffer Külcü, 21 yıllık AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan döneminin, milletin adeta küllerinden yeniden var olduğu bir dönem olduğunu belirterek, “Şimdi 21 yılın tecrübe ve kazanımlarıyla “Türkiye Yüzyılı” olarak adlandırılan bir dönemin eşiğindeyiz. 21 yıl, insanların hayatı için uzun olabilir; ancak devletlerin ve milletlerin hayatı için kısa dönemlerdir. Büyük devlet, güçlü millet olma yolunda şahlanış dönemine giriyoruz. Bunun bir kesintiye uğramadan ’güçlü liderlik’ ile devam ettirilmesi gerekiyor” dedi.

AK Parti eski Çorum milletvekili Muzaffer Külcü, 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a destek çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’nin her alanda çok büyük yatırımlara kavuştuğunu belirten Külcü, bugünün hayallerini de yarının gerçeklerine dönüştürmenin milletin elinde olduğunu ifade eden Külcü, 28 Mayıs tarihinin sorumluluk günü olduğunu vurguladı.

28 Mayıs’ta seçmenlerin ilk defa iki turlu seçimi tecrübe edeceğini hatırlatan Külcü, “Birinci turun sonuçlarının da tercihte etkili olacağını düşündüğüm 28 Mayıs günü tarihi sorumluluk içinde olacağımız bir gündür. 21 yıllık AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan dönemi, milletimizin adeta küllerinden yeniden var olduğu bir dönem olmuştur. Şimdi 21 yılın tecrübe ve kazanımlarıyla ’Türkiye yüzyılı olarak adlandırılan bir dönemin eşiğindeyiz. 21 yıl, insanların hayatı için uzun olabilir; ancak devletlerin ve milletlerin hayatı için kısa dönemlerdir. Büyük devlet, güçlü millet olma yolunda şahlanış dönemine giriyoruz. Bunun bir kesintiye uğramadan güçlü liderlik ile devam ettirilmesi gerekiyor. İşte tarihi sorumluluk tam da burada ortaya çıkmaktadır. Her vatandaşın oyu çok kıymetlidir. ’Bir oydan bir şey olmaz’ demek hakkımız yoktur. Geleceğimize, hatta evlatlarımızın geleceğine, devletin ve milletin bekasına birlikte sahip çıkmak zorundayız. Bu güçlü geleceğin temsilcisi olarak 28 Mayıs Pazar günü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a her türlü tartışmayı da kapatacak şekilde bir destek vermenin bir vatan borcu olduğu inancını taşıyorum. 28 Mayıs günü bir olmak, beraber olmak ve 85 milyonun kardeşlikte, dayanışmada, gelecek hayallerinde kucaklaşma günü olmalıdır. Bunu başardığımızda çok daha güçlü yarınları birlikte kucaklayacağız. AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımızın 21 yıllık iktidarı süresince gerek yönetsel tercihlerden gerekse kişisel davranışlar sebebiyle kırgınlık yaşamış çok sayıda kardeşimiz olabilir. Nitekim buna benzer tepkiler milletvekilliği seçim günü de kendini göstermiş ve parti oyları bir miktar düşmüştür. Ancak ülkenin 5 yıllık dönemi için Cumhurbaşkanını seçerken bu kırgınlık ve küskünlüklerimizi bir kenara bırakmalıyız. 21 yıllık dönemde milletimizin hem manevi değerlerinin ihyası hem de kalkınma yolunda aldığı çok büyük mesafe olmuştur. Bu başarının mimarı şüphesiz Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Biz yaşadığımız kırgınlık ya da küskünlük sebeplerini zaman içerisinde halledebiliriz. Ancak milletimizin zaman ve enerji kaybına tahammülü yoktur. Geçmişte zaten on yıllarımızı kaybettik. Yeniden bir duraklama ve hatta gerilemeye sebep olacak bir seçim sonucuna sebep olmanın vebaline hiçbirimizin katlanamayacağı inancını taşıyorum. Bunun için yarın da konuşabileceğimiz meseleleri bir kenara bırakıp, 28 Mayıs günü bir kez daha güçlü şekilde Recep Tayyip Erdoğan demek vaktidir” diye konuştu.

Türkiye’nin her yönüyle en çok sıkıntı çektiği dönemlerin “koalisyon hükümetleri” dönemleri olduğuna dikkat çeken Külcü, “AK Parti öncesi kurulan 57 hükümetin ömrü, ortalama 1.5 yıl civarındadır. Parçalı yönetimler, yani koalisyon hükümetleri kendi iç sorunları ile uğraşmaktan fırsat bulup ülke idaresi için zaman ayıramamıştır" dedi.

"Ülkemizin son 21 yıllık dönemdeki kazanımları, güçlü hükümetler yani tek parti hükümetleri tarafından yönetilmesine bağlıdır" ifadelerine yer veren Külcü, "Gecesini gündüzüne katan, ülke ülke dolaşan Recep Tayyip Erdoğan liderliği de adeta bu ivmeyi taçlandırmıştır. Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerine yan yana gelmiş karşı blokun ülkeye vadettiği tek gerçek yukarıda anlatmaya çalıştığım tablodur. Türkiye’nin buna da tahammülü yoktur. Bu sebeple “güçlü liderlik” vadeden ve bunu 21 yıldır milletine gösteren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Mayıs günü bir kez daha seçilmesi ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tüm kurum ve kurullarıyla işlerliğinin sağlanması gerektiği inancını taşıyorum. Türkiye, diğer seçimlere göre bu seçimi çok daha erken konuşmaya başladı. Dolayısıyla seçmene yönelik vaatler de uzadıkça uzadı. Devlet bütçe yönetiminin temel kuralı şudur ki; ancak kaynağı olan harcama yapılabilir. Herhangi bir hesaba dayanmayan, kaynağı olmayan vaatler ülkenin ancak felaketi olur. Dinlerken kulağa hoş gelen vaatler bilinmelidir ki sadece seçim kazanmak, seçmen ikna etmek için söylenmiş, hayata geçirilmesi mümkün olmayan boş vaatlerdir. Bu vaatleri yapanların geçmişte kamu yöneticisi oldukları dönemde yaptıkları ortadadır. Avrupa’dan borç para bulmak, “buldum” demek bir proje değildir. Böyle popülist tutumların ülkemizi geçmişte IMF kapılarına mahkum ettiği hafızalarımızda hala tazeliğini korumaktadır. Geçmişte mahkum olduğumuz bu sıkıntıları bir daha tecrübe etmek aziz milletimize yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bu sebeple, Türkiye’yi IMF ve IMF’nin paralel örgütlerinden kurtaran, ’bu millet kendi kararını kendisi verir’ diyen ve ’hayır’ diyebilen bir Türkiye inşa eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a 28 Mayıs günü bir kez daha ’evet’ deme günüdür” ifadelerini kullandı.